Kitap Hırsızı- MARKUS ZUSAK ||Kitap Yorumu

14 Ocak 2016 Perşembe







Orjinal Adı: The Book Thief
Yazar: Markus Zusak
Yayınevi: Martı
Seri:-










Arka Kapak:

Markus Zusak'ın 2.Dünya Savaşı Almanya'sında yaşayan küçük kız çocuğu Liesel Meminger'in  uzun süre hafızalardan silinmeyecek ilginç hikayesini çarpıcı bir dille anlatan Kitap Hırsızı şimdiye kadar otuz dile çevrildi.Avusturalya ve çeşitli ülkelerde pek çok ödül almasının yanı sıra;Amazon.com, Amozan.co.uk ve The New York Times çok satanlar listesinde bir numaraya yükseldi.Brezilya,İrlanda ve Tayvan'da da birinci sıraya yerleşirken,İngiltere,İspanya,Norveç,İsrail ve Kore'de ilk beşe girdi.Uzun süre çoksatanlar listelerinde üst sıralardaki yerini koruyan ve aynı isimle sinemaya uyarlanarak daha da geniş kitlelere ulaşmayı başaran Kitap Hırsızı,yazarın etkileyici dili ve merak uyandıran
konusuyla klasikler arasında yer almaya aday bir kitap.






2016'nın ilk kitabı bitti. VE BU KİTAP FAVORİLERİMİN ARASINA GİRDİ. Aslında ilk başlarda elimde süründü diyebilirim. Kitabın başlarından hiç bir şey anlamadım. Ama o son beni benden aldı... 
Bu kadar mükemmel kitap olamaz yahu..!



Kitabı bitirdikten sonra gelip bu resmi tekrar inceleyin...




Markus Zusak'ın okuduğum ilk kitabıydı ve yazarın kalemine tek kelime ile ba-yıl-dım. Kitabın kapağında "Merak uyandıran  ve vicdanlara seslenen bir hikaye." yazısı var. Kitabın sonunda bu cümle o kadar anlamlı bir hale geliyor ki...


-Olaylar Almanya'da savaş olduğu zamanda gerçekleşiyor. Ve ölüm meleğinin ağzından anlatılıyor.

Kitabın başında ;
"bir kız,
kelimeler,
bir akerdeoncu, 
bir Yahudi boksör,
ve bolca hırsızlık" yazıyor. 
O zaman size bu kelimeler üzerinden kitabı anlatmaya çalışayım.


Bir kız dediği ana karakterimiz Liesel ve kardeşi üvey olarak verildiği ailesinin yanına giderken(Hubermann ailesi) kardeşi ,kitabın başında detaylıca anlatılmış- ölür. Ve ilk kitabını kardeşinin cenazesinde bulduğunda kimseye söylemeden saklar.

"Kelimeleri okuyaman kitap hırsızıydı."

Akerdeoncu, Hans Hubermann yani üvey babası Liesel'e her gece evlerinin bodrumunda okumayı öğretiyordu. Rosa da annesi. Kadın suratsızın teki ama sonlara doğru sevimli gelmeye başladı. En çok kullandığı kelime  'DomuzKız!'

Hubermann ailesi

Kitap yakma töreninde ikinci kitabını çalmıştır.(Çok saçma bir tören -,-)

Savaş nedeniyle Hans'ın arkadaşı bir Yahudi, Max Vandenburg onların evine sığınır, gizlenir. Galiba o zamanlar Yahudi düşmanlığı var tam çözemedim. Devamını artık siz okuyun ben size ilk okuyunca anlamakta zorlanacağınız şeyleri paylaştım.

Filmi de var ama sakın kitabını okumadan izlemeyin. Size bazı alıntıları paylaşayım da okurken gözünüzde canlansın. Hadi yine iyisiniz :3



Alıntılar

"Çoğu acı hikayesinde olduğu gibi, her şey derin bir mutlulukla başlamıştı."

"Hayatları hayal bile edilemeyecek ölçüde değişmişti ama hiçbir şey olamamış gibi davranmaları şarttı. Yüzünüze bir tokat yedikten sonra gülümsediğinizi düşünün. Sonra da bunu günde yirmi dört saat yaptığınızı."

"Biri kitap hırsızıydı. Diğeri gökyüzünü çalmıştı."

"Caddenin her yerinde insanlar vardı ama boş olsa, yabancı bundan daha yalnız olamazdı."

"O görüntüler gerçek dünyaydı ve şimdi bu göz alıcı başlıklarıyla güzel kitaplar arasında otururken içi kaynıyordu. Ağızlarına kadar paragraflar ve kelimeler dolu sayfalara bakarken hepsi içini yakıyordu. Sizi alçaklar, diye düşündü. Sizi güzel alçaklar.Beni mutlu etmeyin. Lütfen beni umutlandırıp bütün bunlardan iyi bir şeyler çıkabileceğini düşündürmeyin..."










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS