Yağmurla Gelen Mutluluk, farklılıkların aslında ne kadar abartıldığını ve sevginin karşısında hiçbir şeyin duramayacağını bir kez daha gözler önüne seriyor...
Söz konusu aşksa, sıradan diye bir şey yoktur.Herkes Colton Neely'nin özel olduğunu düşünüyordu. Lilly Evans ise büyüleyici olduğunu...
Çocukluk arkadaşlarıyken bir kaza yüzünden yolları ayrılmıştı. Yıllar sonra buluştuklarında ise Lilly, Colton'ın ne kadar özel olduğunu ve onu daha fazla tanımak istediğini keşfedecekti. Ve Colton'ı tanıdıkça, ona daha çok bağlanacaktı.
Ancak Lilly, sevgisini kelimelerle ifade etmekte dahi zorlanan bu çocukla ilişkisini dilediği gibi yürütebilecek miydi?
Bu, bir erkeğe aşık olan kızın gerçek hikayesi.
Fazlası yok.
Eksiği yok.
Ve başka türlü olsun istemezdim.
Kitabın konusu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Bugün de iki üç kişinin bu kitabı övdüğünü görünce okumak istedim. Bir ay önce falan herhalde kitabı herkes de görüyordum. Ama hiç merak etmemiştim. Bir de yabancı yazarların aşk romanlarını pek sevdiğim söylenemez. Bu kitapta da rahatsız olduğum yerler vardı ama abartmamıştı neyse ki.
Toplum bize ya çizginin içinde ya da dışında olmamız gerektiğini öğretiyordu. Ancak arada kalan çok fazla şey vardı.
Yağmurla Gelen Mutluluk, 9 yaşında olan Lilly'in Calton ile arkadaşlık kurması ile başlıyor. Daha doğrusu annesi Calton'un birileriyle arkadaşlık kurmasını ister bu kişi de Lilly olur. Ama arkadaşlık kurmaktan ziyade başını derde sokar diyebilirim.
Aradan beş yıl geçtikten sonra tekrar karşılaşırlar. Lilly bu karşılaşmada Calton'un hastalığını öğrenir. Hastalık öyle abartılacak bir şey değil. Sadece biraz özel çocuk. Bunu söylesem mi söylemesem mi bilmiyorum. Tepki almamak için söylemiyorum. Kitap ikisi arasındaki tatlı mı tatlı aşk hikayesini anlatıyor.
Her şey bir oğlanla başladı. Bir oğlanla başlayıp, bir oğlanla bitti, ama hangi hikaye öyle değildir ki?
Çoğu yerde çocuğa sinir olmadım değil. Ama dürüstlüğü karşısında hayran kaldım. Diş konusunda yaptığı hassaslık gülümsetti. Kızın tepki vermemesi ise şaşırttı.Kıza hayran kaldım. Sabrı, gösterdiği olgunluk, düşünceli olması Lilly'i benim için mükemmel kıldı. İlk defa bir kitapta favori karakterim kız oldu.
Ancak Calton'u sevmenin bir başarı olduğunu söyleyemem... Bu bir onurdu . Beni değiştirdi. Beni, uzun yıllar boyunca denediğim, olmaya çalıştığım insan haline getirdi.
Ben kitabı Başla Dilde Aşk'a benzettim. Onun tadındaydı. İkisi de kıskandıracak kadar güzel bir aşk hikayesiydi. İkisini de öneriyorum.Bir sonraki yorumda görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder